Karşı cinsin ilgisini nasıl çektiğimiz, kime neden ilgi duyduğumuz, eşimizi nasıl seçtiğimiz yüzyıllardır merak konusu. Ama insan çok karmaşık bir varlık! O nedenle elbette yapılan araştırmaların kesinliği çok tartışılır. Bu konuda son zamanlarda en ilgimi çeken araştırma, Discovery Science kanalının ''Cinsel Çekimin Ardındaki Bilim'' (The Science of Sex Appeal) isimli belgeseliydi. Size bu belgeselde varılan sonuçların bazılarından kısaca bahsetmek istiyorum.- Çekicilik denince akla ilk gelen yüz güzelliğidir. Bu işi bilenler diyor ki, karşınızdakinin sizi güzel olarak algılaması, yüzünüzdeki bazı oranlara bağlıdır (örneğin kaşlar arasındaki mesafenin gözler arası mesafeye oranı, burun genişliğinin ağız genişliğine oranı gibi..) Yüz oranlarınız 'altın oran'a ne kadar yakınsa, karşı cins tarafından o kadar çekici bulunuyorsunuz.
- Simetrik yüze sahip insanlar daha güzel /yakışıklı olarak algılanıyor.
- Kadınsı yüze sahip olmak yüksek östrojen ve progesteron seviyesini işaret ediyor. Erkeksi yüzler ise yüksek testosteron seviyesinin bir göstergesi.
- Kadınlar, doğuracağı çocuklar için en iyi gen kombinasyonunu seçmeye programlanmış durumda.
- Kadınların seçim yapması için en önemli ipuçlarından biri; erkeğin vücut kokusu! Çünkü erkeğin ter salgısı, kadına bağışıklık sistemine dair mesaj veriyor. Kadın ise kendinden en farklı bağışıklık sistemine sahip erkeği çekici buluyor. Böylece içgüdüsel olarak, en güçlü bağışıklık sistemine sahip çocukların doğması hedefleniyor.
- Kadınlar doğurgan dönemlerinde erkeklerin kokularını daha çekici buluyor.
- Kadın, kendine yakın genlere sahip erkeklerin ter kokusunu ise itici buluyor (aile, yakın akrabalar). İçgüdüsel olarak, kendisine benzer genleri biraraya getirmek istemiyor. Böylece sakıncalı akraba evlilikleri doğal bir mekanizmayla önlenmiş oluyor.
3 - Kadınlarda kıvrımlı vücut
- Erkeklerin kıvrımlı vücutları çekici buluyor. Kadın vücut kıvrımlarıyla karşısındakine ''sana sağlıklı çocuklar verebilir ve besleyebilirim'' mesajı veriyor.
4 - Ses tonu
- Kadınların derin ve alçak perdeden seslere sahip erkeklerle aile kurma eğilimi gösteriyor. Çünkü derin ses tonuna sahip erkekler kadınlara güven verici ve güçlü oldukları mesajını veriyor.
- Erkekler de ince sesli kadınları çekici buluyor çünkü daha genç ve çekici olduğu düşüncesine kapılıyor.
- Kalın sesli erkekler daha çok testosterona, ince sesli kadınlar daha çok östrojene sahip olduğu mesajı veriyor.
5 - Süslenme ve statü
- Kadınlar anatomik olarak erkeklerden daha ''süslü'' yaratılmıştır. Erkekte bu süsün karşılığı ise sahip olduğu varlıklar ve statüsü. Bu nedenle erkekler kadınların dış görünüşüne önem verirken, kadınlar erkeklerde dış görünüşten önce statüye önem veriyor. Bir kadının, erkeği sahip olduğu statüyle çekici bulması, kuracağı aileyi güvende tutma ve yükü paylaşma içgüdüsünden kaynaklanıyor.
6 - Ergenlik dönemi
- Kendi görünüşümüze, ne kadar çekici olduğumuza dair düşüncelerimiz, ergenlik dönemine dayanıyor. Ergenlik döneminde gördüğümüz talep ile, kimi elde edip kimi edemeyeceğimiz düşüncesi kafamıza yerleşiyor. ''Bu kız/çocuk bana bakmaz'' fikri tam da bu dönemde edindiğimiz tecrübelerden kaynaklanıyor.
7 - Aşk ve hormonlar
- Birine aşık olduğumuzdaki o heyecan, vakit geçirmeye doyamama, tutku gibi duyguların kaynağı, beyindeki dopamin salgısı. Beyin buna bağımlı oluyor ve sürekli daha fazlasını istiyor. İlişkinin kalıcı safhaya terfi edip etmeyeceğine de bu hormonlar karar veriyor.
8 - Aşk bitmiyor!
- Evet, yıllar sonra da aşık kalmak mümkün! (İşte bu güzel haber). Yapılan bir deneyde; yıllar önce aşık olup evlenmiş bir çiftten eşlerini düşünmeleri isteniyor. Eşlerin beyin sinyalleri, yeni aşık olmuş bir çiftin beyin sinyalleriyle aynı bölgede meydana geliyor. Umarım herkes bu çift gibi şanslı olur ! :)
Bu bilgilerin tamamına baktığımızda bir tek sonuç çıkıyor: İçgüdüsel olarak aile kurmaya ve sağlıklı bireyler dünyaya getirmeye programlıyız. Bu nedenle diyebiliriz ki, bir insanı çekici bulmak, onu üreme/üretkenlik açısından uygun bulmakla aynı şey :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder